8 Eylül 2011 Perşembe

PG

Dün point guarda doyduk herhalde. Tony Parker, Teodosic, Jasikevicius..-Kalnietis de gayet iyiydi.

Bizim hezimetimizin nedeni de oyun kurucu diyebiliriz sanırım. Kerem Tunçeri yine kritik bir üçlük kaçırdı ya hani neyse ki bu sefer doğru atışı bulup da kaçırdı. Ender'in oyununu ne kadar sevmesem de dün yardımı oldu. Sinan da oyunda olduğu sürede savunmada iyiydi.

Kimse söylemeden ben söyleyeyim: Bizde bi Tony, Teodosic olsa....
Doğuş başarabilir mi bunu bilmiyorum, çok izleme fırsatı bulamadım. Savunmada iyi ama hücum zekasını daha izleme fırsatı bulamadık. Efes'te oturtmazlar da umarım..

Basketbolda savunma çok önemli, ben de en çok savunmadan zevk alıyorum AMA arada bir de topu fileden geçirmek lazım. Özellikle kritik anlarda. Son periyotta Fransa o derece fena hücum etmese fark iyice açık olacaktı ya.. Tekrar söylemek beni de sıktı ama yine dış atış sevdası yine.. Ömer Aşık faulle biten hücumları basket faul yapabildiğinde daha büyük adam olacak.

Yorgunum biraz, dağınık oluyor yazı. İspanya-Almanya maçını şirkette takılıp duran bir yayınla internetten izledik. "Gasol kardeşler" kalıbını bırak artık sevgili Murat Kosova; Dalton kardeşler gibi..

Litvanya-Sırbistan maçı ise tenis maçı gibiydi. Top bi o potada bi bu potada. 90-100 haha. Maçın hakemleri Lamonica ve Latisevs'i görünce eski dost görmüş gibi oldum. İkisi de pek tatlı adamlar.
-bugün patlayan hakem olaylarındaki hakemlerden hiçbiri geçen seneki şampiyonada yoktu-

Yarın İspanya Sırbistan güzel maç olacak. İspanya yense de kısmen rahatlasak. Elenir mi Sırbistan ne diyoruz.

Bu geceki Slovenya -Yunanistan maçı ise. . Ah.. Yunanistan da atamadı atamadı, son dakika şansı döndü. Slovenya'ylaydı kalbimiz de olmadı. Blok manyağı oldu Yunanlar ama..

Çok yorgunum uzatamıyorum. Emir olayında konuşmak gerekirse; böyle kıçı çıka çıka oynayan bi adam öyle açıklama yapar mı allah aşkına..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder